Duyguları İfade Etmek Neden Zordur?
Duygusal açılımlar her zaman insan için büyük sıkıntı olmuştur. Toplumsal baskılar,
ayıplanma korkusu çoğu zaman duyguları açma konusunda insanların cesaretini
kırmıştır. Reddedilme korkusu ile bir çok insan sevdiğine hep uzaktan bakmayı tercih
etmiştir. Ergenlik döneminde filizlenen duygular ilerleyen yaşlarda fışkırmaya başlar.
Duyguları ifade etmek hep zor olmuştur. Uzaktan görüp beğendiğimiz birisine
yaklaşabilmek için bahaneler bulmak zorunda kalırız. Onunla aynı ortamda olabilmek
için mücadele ederiz. Düğünler, eğlenceler, geziler tüm aktiviteleri değerlendirmeye
çalışırız. Küçük bir fırsatta ona yaklaşmak duygularımızdan onu haberdar etmek isteriz.
Duyguları ifade ederken hep bir takım taktiksel hatalar yaparız. Bu yüzden yanlış
anlaşılır kendimizi doğru ifade edemeyiz. Karşı tarafın gözünden düşer ilişki maceramız
başlamadan sona erer.
Duygusal açılımlarda yapılan sık hatalar şunlardır:
1- Zamanlama: Karşı taraf bizi tanımadan bilmeden etmeden hemen duygusal
açılımlarda bulunuyoruz. Bazı şeyleri zamana bırakmak acele etmemek gerekir. Karşı
tarafın duygularının olgunlaşması için ona imkan vermek gerekir. Onunla vakit geçirip
ne kadar samimi ve içten olduğumuzu gösterelim. Zaten zamanla karşı taraftan kırmızı
yada yeşil ışığı mutlaka alırsınız.
2-Araya birilerini koymak: Cesaret edemediğimiz durumlarda araya bir üçüncü şahsı
koyup duygularımızı onun aracılığı ile iletiriz. Bu doğru bir davranış değildir. Çünkü kim
sizin duygularınızı sizden daha iyi anlatabilir ki. Aracının yerinde ve zamanında
açıklama yapmaması işin tersine dönmesine neden olabilir. Karşı taraf zor duruma
düşebilir. Duygularınızı doğru biçimde ifade edemeyebilir. Araya aracı koymanız sizin
bu işte yüreğinizin ve cesaretinizin olmadığını gösterir. Karşı taraf cesur birisi ile
hayatını birleştirmek, arkadaş olmak ister. Bu anlamda ilk dakikada kendi kalenize gol
atmış olursunuz. Bu yüzden olmayacaksa da kendi açılımınızı kendiniz yapmalısınız.
3-Yer Mekan Uyumsuzluğu: Sizin için hayati öneme sahip duygusal açılımları sıradan bir
mekanda laf arasında geçiştirerek yapmanız sizin işi ne kadar az önem verdiğinizi
gösterir. Güzel bir mekanda, doğru zamanda, güzel sözlerle duygusal açılımlarınızı
yapmalısınız. Duygusal açılım zamanı son derece şık giyinmelisiniz. Güzel bir çiçekle
donatılmış masada ona ne kadar samimi ve içten olduğunuzu anlatabilirsiniz. Onunla
konuşurken mutlaka gözlerinin içine bakmalısınız.Gözlerinizi kesinlikle kaçırmayın.
Duygusal açılımlarda karşı taraf samimiyetinizi anlamak için gözlerinize bakmak
isteyebilir. Kaçırılan gözler cesaretsizliğin korkaklığın göstergesi olabilir. Tamam siz
utandığınız için gözlerinizi kaçırıyor olabilirsiniz. Fakat bu karşı tarafın sizi cesaretsiz
olarak algılamasına neden olabilir.
4- Emin olmak: Karşı tarafın size karşı olumlu duygu beslediğine emin olmadan açılım
yapmak doğru değildir. Bakışlar, konuşmalar, gülüşler ve ilişkiler size karşı duygu
besleyip beslemediğinizi anlamanız için yeterlidir. Karşı tarafın duyguları
olgunlaşmadan açılım yapmak doğru değildir. Bu yüzden karşı tarafın sizi sevmesi için
mücadele etmelisiniz. Karşı taraftan ışık alır almaz uygun yer ve zamanda açılımınızı
yapmalısınız.